10 Mart 2010 Çarşamba

Anouar Brahem - Thimar (1998)


-
şifre/pass: birruyaicinagit
-
-
01. Badhra
02. Kashf
03. Houdouth
04. Talwin
05. Waqt
06. Uns
07. Al Hizam Al Dhahbi
08. Qurb
09. Mazad
10. Kernow
11. Hulmu Rabia
-
-
-
Thimar (1998):
Anouar Brahem (Oud)
John Surman (Bass-Klarinette und Sopran-Saxophon)
Dave Holland (Kontrabass)
-
-
Tunuslu besteci, udi müzisyen Anouar Brahem(Enver İbrahim), Tunus'un Medina bölgesindeki Halfaouine şehrinde 20 Ekim 1957’de doğmuştur. (Sanatçı hakkında tüm bilgiler yorum kısmına eklenmiştir)
-

1 yorum:

  1. Anouar Brahem(Enver İbrahim)
    Tunuslu besteci, udi müzisyen.(20 Ekim 1957 - )

    Tunus'un Medina bölgesindeki Halfaouine şehrinde 20 Ekim 1957’de doğmuştur.
    Gravürcü, hattat ve aynı zamanda da bir müzik aşığı olan babasının teşvikiyle,
    Arap dünyasının lavtası olan ud çalışmalarına 10 yaşındayken, Tunus Ulusal Müzik
    Konservatuarı’nda ud ustası Ali Sriti ile başlamıştır. Yavaş yavaş Akdeniz çevresi,
    İran ve Hindistan müziğini içeren şekilde dinleme alanını genişletmiş, daha
    sonra da caz ilgisini çekmeye başlamıştır. "Çevrenin değişimini seviyordum..." diyor
    Brahem "... ve sonra tüm bu müzikler arasında mevcut olan yakın bağları keşfettim.
    " Anouar Brahem giderek çağdışı olarak gördüğü, udun şarkıcılara eşlik eden bir
    enstrüman konumundan uzaklaştığı eğlence müziğinin hâkim olduğu çevreden kopmaya,
    kendi bestelerini yazmaya ve birçok farklı kültür merkezinde solo konserler vermeye
    başladı. Perküsyoncu Lassaad Hosni’nin kendisine eşlik ettiği ve yapımcılığını da
    kendisinin üstlendiği bir albüm çıkarttı. 1981’de yeni deneyimler yaşama güdüsü arttı
    ve kozmopolit yapıya sahip olan Paris’e yaptığı yolculuk çok farklı alanlardan
    müzisyenlerle tanışmasını sağladı. "Thalassa Mare Nostrum" adlı balesi için
    Maurice Béjart ile birlikte ve Costa Gavras’ın filmi “Hana K.” için de lavtacı
    olarak Gabriel Yared ile birlikte çalıştı. 1985’de Tunus’a geri döndü, Kartaca
    Festivali’nde çalması için kendisine yapılan davet, Tunus ve Türk müziği ile
    Fransız cazının tanınmış simalarını bünyesinde toplayan “Liqua 85” grubunu bir
    araya getirme fırsatını sundu. Bu grubun üyeleri arasında Abdelwaheb Berbech,
    Erköse Kardeşler, François Jeanneau, Jean-Paul Celea, François Couturier ve
    daha birçok müzisyen yer alıyordu. Projenin başarısı, Brahem’e Tunus’un Büyük
    Ulusal Müzik Ödülü’nü kazandırdı. 1987’de Tunus Şehri Müzik Topluluğu’nun (EMVT)
    müdürlüğüne atandı. Bu dönemdeki belli başlı yapımları,
    "Leïlatou Tayer" (1988) ve "El Hizam El Dhahbi" (1989) oldu.
    Rabeb (1989) ve Andalousiat (1990) ile klasik Arap müziğine dönüş yaptı.
    Marjinal çalışması Ennaoura el achiqua, hem basında hem de kamuoyunda önemli
    etki bıraktı. Ünlü Tunuslu müzisyenler Bekir Semli ve Lassaad Hosni ile birlikte
    Barzakh’ı kaydetti. 1991 yılında Barbaros Erköse ve Kudsi Ergüner’le
    Conte de L’Incroyable Amour adlı albümünün kaydını tamamladı. 1994’de Norveçli
    saksofoncu Jan Garbarek ve Pakistanlı tabla ustası Shaukat Hüseyin ile Madar
    adlı albümünü çıkarttı. Anouar Brahem, aralarında Nuri Bouzid, Ferid Boughedir,
    Moufida Tlatli, Iachou Shakespeare ve Mohamed Driss’in yer aldığı yönetmen ve
    yazarların eserleri için birçok film ve oyun müziği besteledi. Saksofonda John
    Surman ve başta Dave Holland ile kaydettiği Thimar adlı albüm, Almanya’da Preises
    der Deutshen Shallplattenkritik Ödülü’nü kazandı, İngiliz dergisi Jazz Wise
    tarafından da Yılın En İyi Caz Albümü seçildi. İlhamını nereden aldığı
    sorulduğunda "... bir yandan göğe yükselir ve daha fazla yer kaplarken,
    diğer yandan gelişmeye ve köklerini toprağın derinliklerine gömmeye
    çalışan bir ağaçtan... ” der. Bu, muhtemelen doğduğu yer olan, kökleri
    Arap-İslam kültürüne dayanan, Afrika ve Akdeniz etkileriyle beslenen,
    izlerini her zaman sanatçının çalışmalarında bulabileceğiniz başlı
    başına bir güneş sistemi olan çok yönlü Tunus ile bağlantılı bir imge.
    Değişemeyen ve şartlara ayak uyduramayan bir geleneğin ölmeye mahkûm
    olduğuna inanan Brahem, işte bu nedenle herhangi bir çekince duymaksızın
    zorluklarla mücadele etmeyi ve müziğini yeni ifade şekillerine açmayı
    tercih etmektedir. Frankfurter Allegemeine Dergisi’nde Wolfgang
    Sandner’in de yazdığı gibi “Tunus’dan gelen bu adamın yeni müzikler
    aramakla oldukça meşgul olan caz müzisyenlerinin çok ötesinde olduğu
    aşikâr”.

    YanıtlaSil